3 Aralık 2012 Pazartesi

İpucundan da anlaşılabileceği üzere bu seneye dair unutulmayacak an 'lardan bir tanesi Eylül ayında Karadeniz 'e yaptığımız seyahat idi.. Bu seyahatin tohumları 2011 Ekim'in de Kapadokya'ya yaptığımız bir başka tadı damağımızda kalan seyahatte atılmış idi..

Aramızda işinin '' çay '' olmasından ötürü bölgeyi ve yöreyi çok iyi bir bilen arkadaşımız olunca            '' sırtımız dayandı kendisine  '' taaaki planlanan gün gelip çatıncaya kadar..

15 kişi buluştuk oldukça erken bir eylül sabahında ..İstikamet Trabzon..) Sabahın köründe kalktık,indik, bindik derken fark ettim ki önce cüzdan yok.. Ne yapalım dedim.. Aradık taradık.. Baktık ki yok.. İptal ettik kartları ..İçindeki az paraya da eyvallah deyiverdik, bozmadık moralimizi,devam ettik. Hayırlısı dedik..)

3 gece -4 günlük seyahatimizde planlar bizim için daha önce yapıldığı için ; bize sadece misafir olmak, bol bol yemek yemek, bol yürümek, bolca hayret etmek ve hepsinden önemlisi bolca şükretmek düştü..
Neye mi ? Tanık olduğumuz onca güzelliklere..

Yörenin bende uyandırdığı, bana kattığı, düşündürttüğü keyifli duygulara gelince...

1. Sporun her türlüsünü yapmaktan inanılmaz keyif aldığımı tekrar duyumsadım.. Hem de iliklerime kadar.. Halen nasıl güldüğümü ,nasıl heyecanladığımı dün gibi hatırlıyorum ''rafting'' yaparken.. En son aynı grup arkadaşlarım ile Dalaman 'da 14 sene önce yapmıştık şimdi  Karadeniz'de..En önemli fark 14 senede ;hepimiz bekardık şimdi hem evli hem çocuklu..))

Önce adrenalin salgılandı sonra ise seratonin ve böylece kazındı  beynime de kalbime de o eşsiz an'lar ..





2.Şehir hayatını fazla kanıksayınca insan yanıbaşındaki Belgrad ormanı bile vaha gibi gelir çoğu zaman..Ama bu tanık olduğumuz '' Doğa '' başka idi.. Çok başka.. Sanki Alis harikalar diyarına gelmiş ve  o sürrealliğin başrol oyuncuları olmuştuk..
Bu fotoğraflar 2300 metredeki Pokut yaylasından.. Yaylada hepi topu 50 adet ahşap ev kalmış.. En eskisi 250 senelik.. )) Mucizeye tanık olmak çok yönlü anlayacağınız....





3. Bir çoğumuz için müziğin ruhu beslediği bir gerçek.. Ama bazı anlarda dinlenen, çalınan ,söylenen müzik ibadet gibi..Gerçeklikten ayrılıp, bir başka hayata göçmüşüz hissi yaratan sanki..

Pokut yaylasında olağanüstü bir yemeğin ardından gitarı ile genç bir Karadeniz delikanlısı belirdi başucumuzda.. Ve biz ne olduğunu anlamadan bir türkü söylemeye başladı gitarı ile.. Kimse kıpırdayamadı, dondu kaldı.. Önümüzde olağanüstü bir manzara, kulağımızda yanık bir türkü..Gitarın bu manzaraya kattığı eşşiz rolü...) Bu ibadet yaklaşık 30-40 dak. sürdü sanırım.. Bittiğinde ancak herkes birbirine bakabildi, tebessüm edebildi.. Ondan önceki zamanda herkes bireysel ibadetindeydi sanki..




4.Müzik ile başladık dans ile devam edelim o zaman.. ) Güzel bir yürüyüş sonrasında,tepede güzel bir düzlükte Ayder yaylasına bakan bir yamaçta durduk manzaraya karşı... Tam bu sırada bir sürpriz bi tını duyduk.. Yanımızdaki gitar çalan delikanlı bu sırada elinde bir tulum ile karşımızda idi.. Sıraladı bizi karşısına.. Geçti bize horon öğretmeye .. Yaylaya ilk defa çıkmış olan çoğumuz, tulum'u ilk defa dinleyen biz, horon 'u ilk defa oynayan biz.. )..Film karesi gibi.. Sürreal ve pastoral.. Sıradışı..Ama bir o kadar da samimi,hoş ve sıcacık..
Anlatılmaz an'lardan.. Yaşanılması gereken an'lardan.. Paylaşılması gereken an'lardan..İçimizde görsel bir sanat yönetmeni olmuş olsaydık bir film karesinde figuran olurduk kesinlikle..))

5.Hayatta zamanla, yaş aldıkça ''önyargılardan '' uzaklaşmanın farz olduğunu öğreniyoruz yaşadıkça, deneyimledikçe...Öyle güzel yemekleri, öyle hiç beklenmedik mekanlarda yedik ki..Anladım ki bir daha; gerçek emekle sunulan herşey; ister yemek ister hizmet başka bir kıymete bürünüyor..
İşte bu seyahatte yediğimiz en güzel ve lezzetli yemekleri yediğimiz yerlerden görüntüler..


Dedim ya unutulmaz an'lardan oluşan olağanüstü bir seyahat idi Çamlıhemşin merkezli Karadeniz seyahati..Hani her sene gidilmesi gereken meditasyon seyahatlerinden.. Kimbilir belli mi olur .. Belki gelenek olur..))

Seyahatin başında kaybedilen cüzdana gelince.. İstanbul 'a inilen gece, rastgele soruldu kayıp eşya bürosuna.. Vee bulundu eksiksiz bir şekilde cüzdanım.. Ne para ne bir kart alınmıştı...Hepsi duruyordu tastamam...Trabzon 'da kaybedilen ama İstanbul'a getirilen..

Demem o ki baştan sona unutulmayacak an'lar ve anılarla dolu bir seyahatten izlenimler.... Ancak bu kadar olur.. )) Kalbimizde kalıcı olur ...


Bir sonraki 2012 unutulmayacak an 'larım bir yurtdışı sehayatinden...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldim!

Yeni yılın ertesi, annemin başka diyarlara intikal edişinin tam göbeği, oğlumun yeni yaşının hemen öncesi bir zamanlardan merhaba! Uzun bir ...