7 Ocak 2013 Pazartesi

Elveda İsviçre Saati...

Yeni seneye biraz hızlı, biraz dağınık, biraz öyle biraz böyle girdik.

Çok şükür sağlıklarımız yerinde aklımız beş karış havada olarak diyelim.

Yeni yıla değişiklik yaparak Ankara'da girdik. Aile büyüklerini ziyaret edelim dedik. Rehavet içinde uçağa atlayıp gittik. Gidiş o gidiş.

Uçaktan indik bavulları beklemeye başladık. Bekle Allah bekle; 2 bavuldan 1 tanesi çıkmadı. İlk önce ihale benim üstüme kaldı. Nerede olabilirdi çocukların bavulu? Halbuki elimi bile sürmemiş, çocuklarla birlikte arabadan inip havaalanının içine girmiştim.

Neden sonra fark ettik ki elimizde zaten check-in edilmiş sadece 1 bagaj fişi var...

Önce suçlu kim diye gözler süzüldü, sonra herkes kendini savundu. Sonra çözümler üretilmeye başlandı. Ama buna en çok bavullarına her türlü şeylerini koyan çocuklarım üzüldü. Hatta kızım olayı bayağı abarttı:) 2 akşam kalacağımız ve her türlü şımartılacağı dedesinin evinde kendini gereksiz yere yıprattı.(Kime çekmiş acaba?)

Bu arada İstanbul ile temasa geçilerek arama tarama çalışmaları başlatıldı.

Ya havaalanında arabadan indiğimiz yerde, ya da havaaalanında kontuar önünde ya da arabada kalmıştı. İki ihtimal vardı;ya başıboş valiz kategorisinde bomba imha ekipleri tarafından şüpheli paket damgası yiyecek ve gerekilen yapılacaktı ( ki düşünmek bile istemedim çocuklar açısından sonuçlarını !!) ya da sapasağlam bir şekilde  arabanın bagajında bulan valeler tarafından bayağı dalga geçilecektik.

Beklenen haber geldi. Sadece bizlere ithaf edilen özlü sözlerin kulağımızı çınlamasından anladık başımıza ne geldiğini. Arabadan sadece 1 bavul alıp arkamıza bile bakmadan ilerlemiş, diğerini arabada bırakmışız.

Ortam biraz yatıştı, gülüşmeler başladı. Gerginlikten değil içten. Uzun süre kendimize bu kadar gülmemiştik. Meğersem ne kadar kıymetli bir hismiş.))

Çağlar dedi ki '' İsviçre saati şaştı... ''

Dedim ki '' yıllardır saat gibi olduğumuz asıl kabahat ''

O yüzden de Sevgili 2013;

Tam da beklediğim gibi geldin. Pervasızca. Önce bizi sonra rutinimizi şaşırtarak.Ağız dolusu güldürerek. Ağzımızda hoş bir tad bırakarak...

İyi ki geldin, hoş geldin.. Çok beklemiş, çok özlemiştik biz bu an'ı ...




Not 1;Bu olay bize gösterdi ki bu kadar kısa seyahat için  bavula bile gerek yokmuş. Herşey, her zaman eksiksiz bir şekilde yanımızda olsun hissi ne kadar da yorucu imiş.

Not 2:Ankara'ya dair hislerimi de en kısa zamanda yazacağım..

Not 3: Yeni senenin benim için önemli kelimelerini de ayrıca paylaşacağım.




Elime yapışmış işler, yapılmak istenmeyenler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldim!

Yeni yılın ertesi, annemin başka diyarlara intikal edişinin tam göbeği, oğlumun yeni yaşının hemen öncesi bir zamanlardan merhaba! Uzun bir ...