22 Eylül 2013 Pazar

Meğerse



Tam 10 sene önce bir Eylül sabahı uyandığımda yeni bir sabaha,  yepyeni bir hayata uyandığımın idrakındaydım...Sabah sancılarımının artması ile anlamıştım ki o gün kızımla buluşacaktım...

Hayatımda 3 sabah böyle sakin uyanmıştım her zamankinin aksine...İlki evlendiğim günün sabahı, diğerleri de çocuklarımı kucaklayacağım günlerin sabahları idi. Benden beklenenin aksine en az telaşe olduğum zamanlardı. Herşeyin fazlasıyla farkında olduğum sabahlardan...

Boğaz yolundan hastaneye giderken önce Arnavutköy'de Bahar pastanesinde durduk. Bir tost aldım ama yolda yemek istedim. Sakince yerken gökyüzüne baktım. Acaba gök bana nasıl bir yüzünü gösterecekti gün boyunca diye ?

Parçalı bulutlu tabirinin ne demek olduğunu ben böyle bir Eylül sabahı anladım.Yer yer bulutlar, ışık süzmeleri, arada güneşin parlak ışıkları...O zamana kadar yaz mevsimini  yücelten ben zannediyordum ki gökyüzünün parlak ışıkları daha çok kendini yazın gösterir.Yanılmışım.

Meğerse, güneşin gökyüzünün tek hakimiymişcesine parıl parıl parladığı zamandan çok daha farklı parıltıları olurmuş böyle parçalı bulutların arasındaki Eylül günlerinde.

Meğerse gökyüzü çok daha sürprizli, renkli olurmuş. Tam yağdı yağacak dediği bir anda güneş kendini gösterir, tam bulutlar dağıldı denildiğinde bulutlar grinin çeşitli tonlarında semalarda yerini alırmış. Mücadele yaşanırmış gökyüzünde meğerse de anlamazmışım.

Meğerse bir Eylül günü kucaklaştığım kızımda böyle bir Eylül günü gibi olacakmış da kendini bana daha önceden haber vermiş. Hazırlıklı olayım diye.

Meğerse.

29 yaşında olan ben hiçbir Eylül gününü yaşamamışım meğerse. Kafamı kaldırıp gökyüzüne bakmamışım. Farkına varmamışım. Kafamı eğip hep önüme bakmışım.Yitip giden şeylere hayıflanmışım.Yazın bitmesine mızmızlanmışım. Meğerse asıl sürprizleri kaçırmışım.

Meğerse doğum anına kadar sakin giden sürecin tam doğum esnasında kordon dolanması ile şaşırtıcı bir zorluğa bürünmesinden anlamalıymışım kızımın da tıpkı bir Eylül günü gibi olacağını.

Mücadeleci, şaşırtıcı, bir o kadar da renkli, yer yer gökgürültülü, yer yer parçalı bulutlu, kimi zaman göz kamaştırıcı, kimi zaman kısa süreli sağnak yağışlı ama hemen ardından açan gökkuşağının tüm renkleri gibi kendine hayran bıraktıran, sürprizlerle dolu, tahmin edilemeyen. Kızım. Aynısı. Tıpkısı. Benim değil. Bir Eylül gününün. Meğerse.

10 senedir farklı seviyorum Eylül günlerini. Ancak tadını çıkartıyorum sürprizlerinin. Tıpkı kızımın bana yaşattığı nice sürprizler gibi.

Meğerse işin özü sürprizlerindeymiş.Farkları farklı tonda oluşlarındanmış.

Meğerse Eylül günleri pek güzelmiş.

Nice güzel mutlu Eylül günlerine...Sağlıkla, ağız tadıyla, keyifle...

İyi ki doğdun güzel kızım. İyi ki seni doğurdum...Böyle bir Eylül gününde.





2 yorum:

  1. Gittikçe daha güzel oluyor sanki cümlelerin ;)
    Ne güzel anlatmışsın Eylül'ü!... Biliyor musun, benim için de geçerli bu yazdıkların! Hiç sevmediğim kadar çok seviyorum artık sonbaharı ve ilkbaharı. Yazlar ise hiç birşey ifade etmiyor bana artık.
    Çocuklarımızın bize önceden farkedemediğimiz daha nice güzellikleri göstermesini umud ediyorum hepimize!... öpüldünüz

    YanıtlaSil
  2. Çocuklarımızın bize başka güzellikleri göstermesi dileğiyle...
    Ben de seni öperim.
    :))

    YanıtlaSil

Hoş geldim!

Yeni yılın ertesi, annemin başka diyarlara intikal edişinin tam göbeği, oğlumun yeni yaşının hemen öncesi bir zamanlardan merhaba! Uzun bir ...