9 Ocak 2013 Çarşamba

2013 Anahtar Kelimeleri-1

İster yeni bir seneye ister yeni bir işe ister de yeni bir hevese adım atarken artık önümdeki yolları tasarlamamaya çalışıyorum. Belli bir rota çizmemeye özen gösteriyorum. Sadece nasıl hissetmek istediğime odaklanmaya çalışıyorum..

Bu yeni bir ben.) 40 yaşına bir adım kala ben. Kendine ve içine daha dönük bir ben. Daha az mantık daha duygulu bir ben... Hani MFÖ'nün dediği gibi '' Duygu biraz duygu tüm istediğim buydu '' gibisinden.

Eskiden rota çizerken, plan ve hesap kitap yaparken, enine boyuna düşünürken hep ne olması gerektiğine, neden olması gerektiğine, ne için ve  kim için sorularına çok odaklanırken artık NASIL hissettiğim, düşündüğüm, beni her zamankinden daha fazla  çağırmakta...İçeriden ta derinden bir yerlerden.

Uzun süre kulak kesildim dinledim içimi. Bana nasıl hissetmek istediğime dair bazı anahtar kelimeler söylediler.  Hani İngilizce'de ki '' keyword'' denilenlerden.

Bundan sonra belli bir süre rehberim bu anahtar kelimeler olacak gibi. En azından şimdi'lik.  Zaman şimdi'nin zamanı. Anahtar kelimeler de şimdi'nin anahtarları..

1.Kayıt altına almak

Meşhur Ece ajandaları benim için çok kıymetlidir. Hayatımın en önemli 10 senesini kayıt altına aldığım bir ECE ajandam var.. Kendimi tam keşfettiğim dönemlere ait. Biyolojik yaşımın15, gönül yaşımın ise kederli olduğu zamanlardan. Aşk'ların meşk'lerin çok olduğu ama çoğunluğunun da platonik olduğu saf zamanlardan.

İlk yazım tam 23 sene önce, son yazım ise tam iş hayatıma başlamadan önce yazılmış olan. Sanki bir veda gibi. Sanki ergenliğime veya erken dönem gençliğime. İşe başlamadan tam önce, İstanbul'da ev tuttuktan hemen sonra.Tamam artık ben oldum dediğim, tamam artık gerek yok yazmaya, başlamalı hayatı yaşamaya dediğim zamanlardan.

O zamanlardan bu zamanlara iş güç, evlilik, çocuk çoluk derken tam 17 sene, hiç bir yere not düşülmemiş, kayıt altına alınmamış hiçbir yaşanmışlıklarım. Halbuki yazık olmuş; koskoca bir dönem, hislerim, duygularım, kim olduğum, kimlerle olduğum kayıt altına alınmamış. Halbuki ne de çok kıymetli zamanlarmış.Tam büyüdüğüm, anne olduğum, olgunlaştığım dediğim dönemler olan.

İşte bu sebeptendir ki artık yeniden kayıt altına almak istiyorum kendimi, yaşadıklarımı, hissettiklerimi, büyürken korumaya çalıştığım çocuk olan ruhumu. Kıyaslamak, akıllanmak, gurur duymak, hasret çekmek belki de vay be demek istiyorum yaşanmışlıklarımın her türlüsüne.

O yüzden de blog yazmak, yine mektup yazmak, mektuplaşmak istiyorum değer verdiklerimle. 40 yaşına 1 yıl kadar yaklaşan bir kadın gözünden bu defa. Kayıt altına alarak kayıtsız kalmamak adına. Hani yeni bir dönemime yelken açarken bu defa.


2.İlham'lanmak

Beslendiğimi biliyordum farklı kişilerden ve sohbetlerden ama sanırım uzak kaldım bir süredir bu isteğimden.Yeni sayfalar açabilmek yeni farkındalıklar yaratabilmek istiyorum hatta kişiye bağlı olmasada olan. Belki gördüğümden, belki yediğimden, belki de dinlediğimden etkilenerek hayran olma duygusunu daha fazla tattığım an'lardan oluşan.

Farklılıklara imza atan kişilere; ama başarıya ama başarısızlıklara, cüretkar yüreklerle, denenmemişi denemeye can atan kişilerle tanışmak ve hatta sadece dinlemek istiyorum.Ve sonunda ise tek bir soru sormak istiyorum kendilerine... ''NASIL hissediyorsunuz ?'' diye.

İstemek başarmanın yarısı derler.Yeni senede yeni bir proje karşımıza çıktı. ''İlham veren konuşmalar'' adı altında içerisinde karikatürist, müzisyen,modacı, yaşam mimarı, orkestra şefi olan bu değerli kişilerle buluşmak isteyen kurum ve kişileri buluşturmak istediğimiz.

Hani bu proje sayesinde tekrar ne kadar şanslı hissettiğimi bilemediğim:))

Hayran olma duygusuna aç biilaç, ilham alma peşinde koşarken ilham'ın tam da kendisini önümde bulmanın mutluluğunu yaşadığım..

3.Enerji

Geçen gün dostum Ömür dedi ki;
'' Geçen akşam 15 sene öncesinde çekilmiş bir  videoda seni izledik, fark ettim ki içindeki çocuk ruhun hala hiç kaybolmamış ''

Bu geribildirimi duyduğum an hissettiğim enerjiyi vücudumdaki her hücrem nasıl hissettiyse, 80 yaşıma geldiğimde de kıpkısacık saçlarımla, kendimi zıpır bir şekilde oradan oraya koşturan '' çocuk ruhunu '' kaybetmemiş yaşça tonton olsam da bedenen zayıf bir anneanne ve babaanne olarak görmek istediğimi fark ettim. Hani torunları ile gerektiğinde halen dans edebilen, gerektiğinde ağır aksak da olsa onlarla rekabet dolu işlere girişebilen. Enerjimi hem fiziksel hem de ruhsal olarak halen akıtabildiğim. Hatta damlatarak değil fışkırtırarak yapabildiğim.

Bu yüzden de bana hep  enerji verdiğini bildiğim şeylere daha da önem göstermeye kararlı oldum;
-bana meditasyon etkisi sağlayan sporun her türlüsüne  devam etmek,
-dinleyici olarak  müziği iliklerimde hissedebilmek,
-mega ülkeler iddialı şehirler, ezberden yapılmış, komfor odaklı seyahatler yerine  daha fazla keşif daha fazla oksijen, az çoktur'u deneyimleyeceğim  seyahatlere daha fazla gidebilmek,
-ne olursa olsun olumlu olmak, olumlu bakmak,tevekkül sahibi olmak,
-keşke dememek, harekete geçmek, çaba göstermek,

Uzun lafın kısası Macy Gray'ın bu şarkısında da dediği gibi ''hayat hem çok güzel hem de çok güzelliklerle dolu ''

Yaşamaya devam ederken çocuk ruhumuzu kaybetmemek ümidiyle ümitle dolsun yürekleriniz...












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldim!

Yeni yılın ertesi, annemin başka diyarlara intikal edişinin tam göbeği, oğlumun yeni yaşının hemen öncesi bir zamanlardan merhaba! Uzun bir ...