9 Kasım 2020 Pazartesi

Hiç tanışmadığım büyükbabamın kaleminden 10 Kasım...

 


Ailemizde yazar yok ama kalem tutan çok. Ama özellikle diş hekimi olupta kendisini kürsülerden seslenerek, yerel gazetelere yazarak ifade etmiş bir büyükbabam var. İnsanların ağız kokusunu çekmek yerine edebiyat öğretmeni olmuş, yaptığı hoş sohbetlerle herkesin gönlünü kazanmış, anlaşıldığından emin olmadan bu dünyadan erken gitmiş bir eş ve bir baba olan büyükbabam... 


Hiç tanımadığım Atatürk'e hiç tanımadığım büyükbabam , 1 tanesini Atatürk'ün ölümünden sadece 2 gün sonra, diğerini ise 2 hafta sonra olmak üzere,  Edirne yerel gazetesinde böyle seslenmiş.( aşağıda ) 

Yazdığı yazılardaki türkçenin duruluğu, Atatürk'e hayranlığı, duruşu, gönlünün güzelliği, bilgeliği üzerinden 82 sene geçmiş olmasına rağmen halen çok güncel, çarpıcı ve  çok kıymetli. Pek tabii ki  benim için.

O'nun Atatürk için yazdığı gibi  ben de hiç tanımadığım büyükbabamı, kimbilir  belki de  kutupyıldızı veya  çoban yıldızında, gözlerimle arayarak, içimde O'nu buldukça yol, yön  alacağım.


Belki de sadece bu yüzden yazmaya daha fazla vakit ayırmalı, kendimi yeterince ifade ettiğime emin olmadan bu dünyadan gitmemeliyim.

Hiç tanımadığım bu iki özel insana bitmeyecek minnet , sevgi ve hasretle...

Mekanları cennet olsun, Allah gani gani rahmet eylesin...











Hoş geldim!

Yeni yılın ertesi, annemin başka diyarlara intikal edişinin tam göbeği, oğlumun yeni yaşının hemen öncesi bir zamanlardan merhaba! Uzun bir ...