Pek sevgili çocuklarım,
Günlük olarak tuttuğum bu blogda 126 tane yazım olmuş. En çok okunanlar ise açık ara siz çocuklarıma yazdığım mektuplar. Hal böyle olunca her mektubumda ister istemez bir baskı hisseder oldum üstümde.
Canım alem oğlum,
Geçen gün aşağıdaki resimini görünce bir güldüm bir güldüm. Vallahi de billahi de unutmuşum senin bebekliğini. Ama hata sende. İnsan bu kadar değişir mi 7 senede! ilahi sana. (Bu arada babanın gözünü ben morartmadım bilgine. Sanırım surf yelkeni düşmüştü.:)
Bu sene karakterin iyice ortaya çıktı. Oğlak burcunun resmi temsilcisi olarak burç kitaplarına girecek kadar tipik bir karaktersin.
Damarlı, inatçı, sorumluluk sahibi, azimli ve çalışkansın ( şu an dilimi ısırıp, popomu kaşıdım ayrıııı)
Bu yaz özellikle çok büyüdün.
Tenisi kesin bir şekilde bıraktın ve Ela'nın da ''her erkek çocuğu mutlaka iyi futbol ve basketbol oynamalı yoksa maalesef cool ( ezik de demiş olabilir gönlüm elvermedi demeye) olamazsın'' öğüdünü dinleyerek kendini ciddi bir şekilde futbol ve basketbola kaptırdığın için müziğe olan ilgin bayağı arka planlara atıldı.
Halbuki haziran ayı sonundaki anaokulu gösterinde eline aldığın gitar ve sen pek de güzel bir ikili olmuştunuz.( Esas güzel olan o kostümlerin içerisinde sizlersiniz halbuki !!! )
Sahneye çok yakıştığın her halinden belli olsa da, her gösteride en ön saflarda yer alsan da annen kadar eğlenmediğin kesin.
Zira tam da senin yaşlarında iken sahnede halk oyunları yaparken içimden geleni aniden yaparak uygulayan ve herkesi şaşkına çevirebilecek kadar eğlenen annenden başkası değildi. ( Kareografinin bir parçası olmadığı halde davulcuya kaçmamdan dolayı lütfen fotodaki şaşkın ve endişeli yüzleri bulunuz. )
Büyümek tam da bu demek galiba oğlum.
Kendi şaşırtma kapasitemizi kaybederek sıradanlaşmak.
Sen sen ol oğlum hem kendini hem de başkalarını her daim -olumlu anlamda - şaşırtmak için çaba göster...
Bu seneki en önemli seyahatlerimizden birisi Boston 'da geçirdiğimiz 2 hafta idi. Orada iken gittiğimiz basketbol müzesinde kendine yeni rol modelleri ve ilham kaynakları buldun.
Bak bu konuyu çok önemsiyorum canım oğlum. İnsan kendine ancak ilham kaynakları bularak ilerler, gelişmek için çaba sarf eder. Merak eder, araştırır, O'nun gibi olmak için çaba sarf eder. Şimdilik Jordan mı , Messi ve/veya Neymar 'mı olacağını bilemesen de onlardan çok şey öğrenerek gelişeceğin kesin.
Sen her zaman Emir olacaksın ama NASIL bir Emir olacağını, bu rol modellerin belirleyecek bu hayatta.
Az zamanda çok büyük şeyler ifade etmiş canım oğlum,
Bizim aile anayasamızın yazılı olmayan kurallarına göre en önemli 2 değerimiz var ailemizde;
1.Duygusal zekamız ve duygusal yetkinliklerimiz
2.Arkadaşlarımız ve arkadaş ilişkilerimiz
Dolayısıyla başta kendimin olmak üzere sizlerin de gelişimlerinizi hep bu 2 alanda sıkı takipteyim.
Gururla ve kimi zamanda hayranlıkla ifade etmeliyim ki hem kendine hem de etrafına her daim keyif veren, pozitif enerji yayan bir kişiliğin var. Yaşıtlarınla değil kendinden büyüklerle bile her zaman anlaşabilmenin yanısıra 13 yaşındaki ablan ve Ela ile aynı yaştaki erkek kuzenin Cem ile bile aynı ortamda kendini ezdirmeden, saygı duydurtarak onlara kendini kabul ettirebiliyorsun. Gerçekten büyük başarı.
Hem duygularını ifade etmek konusunda hem de arkadaş ilişkilerinde ise oldukça uyumlu, hakkını arayan, kendini kabul ettiren olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor.
Tabii mücadeleni pardon stajını Ela'nın yanında yapmanın faydaları bunlar... :)
Bu yaz gerçekten çok güzel bir yazdı. İkinci çocuk olmanın bütün faydalarını sonuna kadar yaz partilerine katılarak, gece 11 'lere kadar dışarıda olarak kullandın. Acı bir itiraf olacak olsa da Ela senin yaşında yaz kış demeden saat 9 'da uykuda idi. Kural bu idi. Kural ne zaman değişti ben bile bilmiyorum.
Şeytan tüylü oğlum,
İlkokul 1.sınıfa devam ettiğin bu günlerde öğretmenini daha birinci günden kendine aşık ettiğin için sadece öğrenim hayatının değil tüm hayatının sırrını keşfetmiş bulunuyorsun.
Şeytan tüylü olmak hayatta her türlü kusuru örter, böylelikle kişi hata yapayapa kendini gerçekleştirebilir. İnşallah sen de hep hata yapayapa ilerleyip; hem her daim mutlu olursun hem de tutku ile asılacağın bir işi yaratabilirsin şeytan tüylüm benim.
Bu arada Ela, senin inek bir erkek öğrenci olmandan çok korkuyor söylemeden geçemeyecem.
Ama bilmediği bir şey var hem inek hem de şeytan tüylü olunmaz.:)
Dolayısıyla senden inek öğrenci de olmaz.
Bu resim ilkokulun ilk gününden. Kayıtlara geçmesi adına önemli.
Yazın bir erkek çocuğuna göre oldukça güzel ve özenli.
Yüreğinde kelebekler uçuşan oğlum,
Öğretmeninizin 1,5 yaşındaki oğlu geçenlerde ameliyat oldu. Sen de hem kendisine hem de oğluna için bir geçmiş olsun resmi hazırladın. Bir erkek çocuğu olarak aynı resimde, güneşin parlak ışıkları ile kalpleri ve kelebekleri buluşturduğun bir resim çizmen beni geleceğe dair umutlandırdı.
Sahi dedim kendi kendime bu erkekler kalplerini de yüreklerinde uçuşan kelebeklerini de ne zaman kaybediyorlar ?
Sen sakın kaybetme emi canım oğlum...
İnşallah evleneceğin kadında sende bu tür duyguları uyandırır.
Hayatına güneş gibi doğup kalbini çalar, midende kelebekler uçurtur.
Kim olduğunun bir önemi yok ama iyi bir insan olması, sendeki iyilikleri görebilmesi en önemlisi.
7 yaşından bu dilek de ne deme.
Hayattaki en önemli mutluluk kriteri belki de kiminle evlendiğin...
Yüreği nazik efendi oğlum,
Çok istedim diğer erkek annelerinden dinlediğim gibi bana gelip;
'' Benimle evlenmek istemeni''
'' Beni dünyanın en güzel kadını ilan etmeni ''
çok ama çok istedim.
Sen bunları baba hiç demedin belki ama benden de ''lütfensiz '' hiç bir şey istemedin, teşekkürünü hiç eksik etmedin.
7 yaşında iken yüreğin nasılsa 70 'inde de böyle olacağına, bu bıyık sende nasıl sırıtıyorsa kaba olmanın da sende böyle sırıtacağına eminim.
Bir de sen demesen de senin için şimdilik dünyanın en güzel kadını olduğumu biliyorum. Aaa pardon o kişi Ela da olabilir sahi...
Senin varlığıın Ela 'ya hayatının en ama en güzel ve özel hediyesi.
Halen tüm aile içerisinde -Orhan deden dahil- en sevdiğin kişi Ela.
Ela'nın ise Orhan dedesi.
Bizler de sizleri bu dünyaya getiren aracı kişiler olmakla avunan kişileriz işte.
Her kardeş çok özeldir ama senin misyonun bence Ela 'yı geliştirmek, dönüştürmek.
Ela da bunu çok ama çok iyi biliyor.
O da, aşağıdaki resimdeki gibi, eminimki yapacakları ile sana örnek olacak ve seni hep yukarılara doğru elinden tutup çekecek.
Hayatta, birbiriniz için yapacaklarınızın sınırsız olması, birbiriniz için ayağınızı yerden kesecek sevinçler yaratabilme kapasitesiniz bizim en kıymetli şükretme sebebimizdir.
Harika bir Fly me to the moon cover'ı.
Tony Bennet'ten.
Sizler için.
https://www.youtube.com/watch?v=kIrcxGdyUdk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder