Önce düşündüm hep güzellikleri yazarım herhalde dedim. Sonra boğazım düğümlendi…Hep güzelliklerin olmadığını, koskoca bir çatışmanın ortasında nice yitip giden gençler geldi aklıma.
Gezi parkında, Gezi parkı için, ağaç simgesi altında kişisel özgürlükler için. İkna oldum kesinlikle yazmalıyım dedim. Sadece güzellikleri değil, hayal kırıklıklarımı, yer yer tükenmişliklerimi yer yer ümitsizliklerimi de yazmalıyım dedim.Hem belki dedim boşaltırken içimdeki dertleri, dertlerden sıkılmış çözüm üretirken de bulabilirim kendimi.
Önce özel mektuplarımı bitirmeyi hedefledim. Özel yaşamımı toplumsal yaşamımdan daha yeğ tuttuğumdan değil önce ümit ve umut doldursun istediğim için içimi. Belki de kaçtım yüzleşmekten önce ağır ama gerçek sorunlardan.
Madem son bir seneyi tekrar düşünecektim; müzik de bu işin olmazsa olmazı her anımın yoldaşı idi. O zaman şarkılardan da kendim için bir seçki yapayım istedim. İster istemez en günceli geldi hemen aklıma. Şu sıralar hemen her gün dinlemekten çok keyif aldığım.
Orijinali söyleyen Keane'i çok daha beğensem, imkanım olan her an avaz avaz söylesem de bu versiyonu da içimi başka ısıttı. İngilizlerin çok sevdiği çok katlı mağazası olan John Lewis 'in noel için Lily Allen 'e yaptırdığı özel versiyonu ile klibini buyrun hem izleyin hem dinleyin.
Ben de ilk mektubumu kime yazacağımı düşüneyim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder