30 Kasım 2012 Cuma

NERDEN BAŞLASAM NASIL ANLATSAM ?

Eğitim sistemimizden midir, gerikalmış bir toplum olmanın ezikliğinden mi bilinmez; bizim toplumumuzda daha çocukken , kız- erkek fark etmez; ''duygusal '' olmak kötü bir şeydir..

Akıllı olabilirsin, becerikli olabilirsin , çalışkanlık şahanedir hatta çaba göstermek muazzamdır ama gel gör ki duygusal olmak ı-hhh makbul değildir... Biz ki çok daha naif ve doğal bir ortamda, bu sıfatlar açısından daha az beklenti ile yetiştirildik..Hatta yetiştirilmedik kendimiz yetiştik ayrııı ..Ama demekki biz de  birbirimize baka baka büyüdüğümüze göre her birimiz birbirine benzer sterotype olmuşuz.. İçimizden bir sanatçı,şair çıkmaması da demekki bize mahsus olmuş..

Şimdi bir anne olarak etrafıma bakıyorum da '' proje çocuklar'' yetiştirmeye adadığımız şu dönemde hepimiz çocuklarımızı '' daha da güçlü  olmak '' üzere şartlı bir şekilde yetiştiriyoruz.. Mesajlarımız genelde '' birisi sana bir şey yaptıysa aynısını sen de yap yavrum '' minvalinde dönüp dolaşıyor..)  ''Sakın ola ki allta kalma, kendini ezdirme '' cümleleri her yerde suratımızı yalıyor..Ana mesaj '' güçlü olan kazanır ''

Hele '' üzülme ! geçer'' her annenin en çok söylediği tesellidir belki de..

Sahi neden üzülmesini istemeyiz çocuklarımızın ? Üzülmeden mutlu olmayı nasıl öğrenecekler peki ?Üzülme duygusunun onları götüreceği yolu nasıl keşfedecekler ?  Belki nice şairler, yazarlar ,şarkıcılar çıkacak o üzüntülerin ardından....Hani yarattıklarından mutlu olarak üreten olan  sonunda.)

Bizden ( ben ve  30 senelik 30 arkadaşım arasından ) böyleleri çıkmadığına göre anlayın siz halimizi..Halbuki zaman içinde bizimde çok üzüntülerimiz,kayıplarımız oldu ama akıtamadık bunları..Bilemedik kanalları.. Dedik ki çalışalım, çabalayım, güçlü olalım....Her birimizde ayakta alkışladık çoğu zaman birbirimizi ama sırtlarımızı sıvazlayıp da dönüp sormadık '' Gerçekten ne hissettiğimizi?''

Dünden bugüne hiç bir şey değişmedi hayatımda.. Sadece; sadece burnumla nefes almak yerine tüm duyularımı kullanarak da artık nefes aldığımı idrak eden ben ; çoğu zaman konuşarak, ( beni tanıyan kimse şaşırmamıştır buna herhalde) yavaş yavaş da olsa yazarak  '' duygularımı '' duyumsuyorum..Bazen dokunarak ..Az biraz koklayarak.. Çoğu zaman görerek, gözlemleyerek..Ama dışarısını ama içimdekileri...

Ziyaret ettiğiniz bu bana ait mekanın adı bu yüzden 5duyum ..Ama bir de kalbimden geçenler var ki işte onlar da ''duyumsadıklarım '' ....

Tekrar hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz..İyi ki geldiniz..)








2 yorum:

  1. Hoşbulduk İpekciğim. Her yaşadığın anın her zman beş duyunca hoşgeldini olsun

    YanıtlaSil

Hoş geldim!

Yeni yılın ertesi, annemin başka diyarlara intikal edişinin tam göbeği, oğlumun yeni yaşının hemen öncesi bir zamanlardan merhaba! Uzun bir ...