Onların sahnede iken hissettikleri, üst düzeye çıkan performansları nedeniyle izleyiciler üzerinde bıraktıklarına emin oldukları bazı izlerin '' anları'' vardır ya hani tüyler ürpeten cinsten. İşte o tarifi zor olan hazzı yaşayan ve yaşatan her kimse O'na her zaman çok büyük bir hayranlık beslemişimdir.
Hiç olmayan keşke'lerim böyle an 'larda hemen zincirlerinden kopup ağzımdan sese dönüşürler; ''Keşke ben de böyle bir hazzın sebebi olabilseydim '' gibisinden...
Bana göre şu fani dünyada '' Eğer cennetin kapısınından geçiyor olsaydın nasıl hissederdin ?'' diye sorarsanız 2 cevabım olurdu;
- Bir annenin çocuğunu doğurması (ve hayatı boyunca gururla yaptıklarına tanık olabilmesi )
- Bir sanatçının sahnede aldığı haz kadar o hazzı izleyicilerine/dinleyicilerine de hissettirebilmesi
benim için bu dünyada eğer cennet olsaydı kapısından geçerken hissedebileceğimi düşündüğüm hislere en yakın olanlar olurdu herhalde.
Ben de bu düşüncelerle cennetin kapısını şu fani dünyada araladığı ''an'' ı yakayabilmiş bir şarkıcının bir konser görüntülerini paylaşmak istedim sizlerle...
Yer: Londra ...
Tarz ve yer :Kesinlikle alt alta üstüste, izdiham yaşanan bir stadyumda değil çok tarihi ve akustik bir yer olan Royal Albert Hall 'da..Hani taa 1871 'lerde yapılan ve en ünlü müzisyenlere ev sahipliği yapan görkemli tarihi yerde. Her adım attığını da '' Ruhu şad olsun '' diye anımsayacağınız kişilere ev sahipliği yapmış olan yerde...
Seyirciler: Klasik konser dinleyicisi yerine smokinli beyler, tuvalet giymiş kadınlarla dolu olağanüstü şık bir ambians...
Sahnede : Robbie Williams... Hani ne söylesek az gelecek olan, şarkı söylerken boyu ve posu da devleşen ama en çok bakışları belirginleşen, sesi ile kanımızı titreten ...
Şarkı: Hayatının sonuna geldiğinde '' hangi şarkı seni anlatsın istersin ?'' diye sorsanız, veya hadi olumlu bakalım '' hangi şarkı sözünü örnek alarak yaşamak istersin ? diye sorsanız bu şarkı ile kendimi anlatmak istediğim, şarkının ilk sahibine de ölesiye bir hayranlık beslediğim, her dinlediğimde ''duygular 100 sene öncede benzer imiş 100 sene sonra da benzer olacak, insan var olduğu sürece '' diye şaşırdığım, ruhumu besleyen MY WAY şarkısı..
Buyrun izleyin, hislenin, tüylerinizi ürpertin..Robbie Williams'ın hangi an'ını, hangi hazzını en çok kıskandığınızı ve/veya -sizler için daha yumuşatarak ifade edeyim- imrendiğinizi düşünün..
O sandalye üstünde gururla şarkıya başladığı an'ımı, yoksa seyircilerin ilk ayağa kalkıp alkışlamaya başladığı an'ı mı,yoksa şarkının ortasında '' everybody ''diyerek herkesi şarkıya ortak edip çok zarifçe yaşadığı mutlululuğu bir kuğu gibi dansa dönüştürdüğü an'ımı,yoksa en son ''I did it my way '' derken merdivenlerde yumruğunu havaya kaldırdığı ve yaşadığı ve yaşattığı o olağanüstü güzelliğe sebep olmanın hazzını göz yaşı olarak ifade ettiği an 'ımı, yoksa en son karede dinleyicilere fırlattığı bakışlardaki haklı gururlandığı an'ımı...
Ben kendi adıma sadece o ortama, o an'lara tanık olabilmek için neleri vermezdim diye düşündüm..)) Zira baştan sona benim için sıradışı hisler şöleni oldu bu konser kaydı...
Belki biliyorsunuz bu yaz Haziran sonu-Temmuz başı Robbie Williams gene Londra'da 4-5 akşam konser veriyor olacak..Ben başka bir seyahat sebebiyle orada olamayacağım ama imkanınız varsa stadyum konseri de olsa böyle bir fırsatı kaçırmayın derim..
Ne de olsa yaşadıklarımız ''an''lardan ve bu an'ların da ANI'lara dönüşmesiyle kıymetli hale geliyor değil mi ?
Hani rutini bozup, aldığımız NEFES için şükrettiğimiz, güzellikleri daha fazla görüp kıymet bildiğimiz sıradışı an'lardan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder