Son 6 ay içerisinde birbirinden çok farklı ve çok özel 3 seyahat yaptım. Biri çocuk çoluk ailemle, biri kocam ve dostlarımla bir tanesi de 35 senelik hayat arkadaşlarımla idi.
Marakeş, Amsterdam ve İtalya...
İzleri silinmeyecek, duyguları hiç kaybolmayacak cinsindendi hepsi. Tüm seyahetlerimde beni en çok etkileyen ışık, doğa, gökyüzü ve sonucunda ortaya çıkan renkler oldu.
Kimi soluk, kimi çok renkli, kimi tezat, kimi çok ahenkli kimi loş renklerdi. Bazen göz açtırmadı bazen de öyle sarardı ki etraf şaştım kaldım. Bildim ki hepsi beni yansıttılar.
Denizde ki hareket ise ruhumun yansıması oldu.
Kimi zaman durgun, kimi zaman taşkın kimi zaman ise
başka güzellikleri yansıtmak için ayna olabilen.
Bulutlar ise çoğunlukla görselliğin anlamını vurgulamak için oradaydılar. Sanki günlük hayatımda taktığım akseuarlarım gibiydi. Bazen iddialı bazen de varlığıyla yokluğu bir olan. Ruh haline göre değişen cinsten. Hani bazen daha karamsar bazen daha iyimser.
Bu fotoğrafların hepsi benim. Görünmüyorum ama oradayım. Her bir fotoğraf anındaki duygularımı tasvir edecek kadar güncel farkındalığım ve duygularım.
Bu seneye dair kayıt altına alınsınlar istedim. 5duyum'daki suretlerim olmalarını istedim.
Son 3 kare de ise ailem.
Ben yokum ama aslında izleyenim.
Gözlemleyenim.
Durup arkalarından hem kollayan hem düşünen hem de şükredenim.
Ve tüm bunlar sonrasında aslında her fotoğrafta kendimi görebiliyorsam eğer ben; anladım ki taa derinden
insanın her zaman kendisini keşfetmek için kendi suretini görmesine gerek yok aslında.
*** Bu arada suret 'in islam felsefesinde, varlığın görünen yanına, beş duyu ile algılanan yönüne verilen ad olduğunu öğrendim.Bu da tam da buraya, 5 duyum'a cuk oturdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder