Ben cidden çok şanslı bir insanım. Hayatımda hep çok kıymetli arkadaşlarım oldu, onlar da bana hep en kıymetli hediyelerini verdiler.
Kimi zaman zamanlarını verdiler, kimi zamanda bana dair en özel hediyelerimi; anılarımı verdiler.
Bu seneki 41. yaşgünümde çook eski dostum Çisem bana 13-14-15 yaşlarıma ait, O'na yazdığım tüm mektupları , zarfları ile birlikte verince çocukluğumu vermiş gibi oldu.
Bütün duygularım, platonik aşklarım, ergenlik triplerim tam da doğru zamanda karşıma düşmüş oldu.
Ne de olsa ben de12 yaşında bir ergenlik yolculuğunun çok başında bir kız çocuk annesiydim.
O'nu daha iyi anlamam, yardımcı olmam için önce kendi yolculuğumu çok iyi bilmem gerekiyordu.
Tam da doğru zamanda bu mektuplar bana hediye edildi:)
Canım kızım Ela'cım,
12.yaşını kutlamaya sayılı günler kala ben de sana kendimi hediye etmek istedim.
Ve pek tabii bazı tahlillerimi de...
Dediğim gibi eğer kendimi ve kendi yolculuğumu iyi bilirsem sana çok daha fazla yardımcı olabilirdim.
Yıl 1987... Yaş 13.
Ela 'cım yazı dilinde giriş gelişme sonuç önemlidir.
Benim girişlerim !!!! zamanla daha iyi oturmuş.
Aşağıdaki mektupları okuyunca sana Türkçe konusunda daha az kızmaya karar verdim. Hadi yine iyisin.
Tam seninle aynı sınıftayız.
Orta 1 ama ikinci dönem.
Sana sakınmanı önerdiğim herşeyin dibine vurmuşum.
Dedikodu yapmışım, etiketlemişim.
Üzgünüm ama annen de bir melek değilmiş yavrum:)
Demek ki neymiş...
Herşey bu yaşlarda yapılmalıymış ki, buna da doyalım:)
Hal böyleyse sakınma güzel kızım, yaşa ve tüket bu duygularını ki kalmasın sonraki yıllara.
Herşeyi anlatıp aramızda kalsın bu yaşların ortak özelliği.:)
Yaş 13.
Kıskançlık diz boyu. Yorumlar çok komik.
'' Az, çok az şişman '',
'' Ne onun yerinde olmak isterim ne de onun güzelliğine sahip olmak ''
Gördüğün gibi güzel kızım, kıskansam da yine de mantığım ve özgüvenim ruhumu ve bedenimi yıkıp, yakmamış.
Zaten annenin ve dolayısıyla senin de olayın bu. Abartılı mantık abideleri olmak.
Senin whatsapp'lerine konu olacak kadar hoşlandığın bir çocuk henüz olmamış olsa da annen mektuplarında birilerinden bahsetmeye başlamış.
Aramızda 6 ay var diyerek ben de merakla bekliyorum, ilk mevzubahis şahsiyet kim olacak diye. Kıvanç'ta sarışın, renkli gözlü idi.
Gözü renkli yoksa lensi değil:)
Sonra da bu gelenek hep devam etti.
Güzel kızım Ela'm... Uyku konusunda kanıtlanmış bir mazimiz var. Yaş aynı, uyku saatimizde...
Canım kızım, mektupların ana teması; dedikodu, hoşlandığım erkekler ve illaki notlarım ve derslerim.
Bu denge olayı ve farkındalık 13 yaşında da 41 yaşında da müthiş bir şey.
Gerçekten senin de böyle olduğunu görmek bana ayrıca bir keyif veriyor.
Yaş yine 13, devam.
Notlar senin gibi benim içinde önemli.
Pes etmek kitabımızda yazmıyor.
'' Böyle gülüp geçtiğime bakma içim gerçekten büyük hırs düştü... çalışacağım ''
Aferin ikimize de...
Yukarıdaki mektubun devamı aşağıda.
Öğretmenlerine kötü sıfatlar koyduğun, dalga geçip, etiketlediğin zaman pek hoşlanmıyorum ama bak annen de aynılarını yapmış yavrum...
Ama en azından bir farkındalıkla , parantez içinde dalga geçmemeliyim ama neyse diyerek...
Sen de böyle ol emi yavrum:)
Ben seninle bilerek ders çalışmıyorum yavrum.
Yoksa sen benden ben de Bilim dedenden neler çekmişiz.
Eee ne yapalım aynı b...kun soyu böyle bir şey demek.
Özlemcim, 30 senedir sen benden bende senden neler çekmişiz. Bak beni şikayet etmişsin İng.ceciye.O da bana karşı sempatik olmaktan vazgeçmiş.( İlkokul-ortaokul-lise -dersane-yetmez üniversite şimdi yakamdan düş diye Amsterdam ^dasın ayrı )
Elacım söz sana bir daha ifade ediş şekline laf etmeyecem.
Annen kendini o yaşlarda edebiyatçı, yazar vs zannederken bildiğin saf bir öğrenci imiş.
Ama hakkımı yeme noktalama işaretlerine bayağı dikkat etmişim.
Giriş -gelişme -sonuç hep aynı...
Derslerden sonra aşk meşk hayatı.
Yaş 13.
Platonik aşk bu mektupta kendini göstermeye başladı.
57 okul numarası
L şubesi
O isminin başharfi
Y soyadının başharfi.
Takma ismi : Şirine
Hani bu yıllar sonra tanıştığım, tüm duygularımı ifade ettikten 1 sene sonra trafik kazasında kaybettiğim, özel insan.
Bakalım senin ilk göz ağrın kim olacak ?
Ela'cım yukarıdaki mektupta duyguları şimdilik bir kenara bırakalım, teknik birkaç soru soralım.
1.) Wham kim ?
2.) Kaset ne demek ?
3.) Jeton nedir ? Ne işe yarar?
4.) Neden evde telefon varken jetonlu telefona inilir?
TEOG sınavını boşver , sen bunları cevaplandırmaya çalış annecim!!
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
1 sene daha geçiyor yavaş yavaş ergenlik basamaklarını çıkıyorum Elacım.
Çisem'e mektuplar ise devam ediyor.
Konular Dallas vari ve oldukça sofistikeleşiyor.
Senden 1 yaş büyüğüm burada Elacım. 14.
Teog sınavının neden yanlış yaşta olduğunun anlı canlı kanıtı aşağıda.
Hormonlar en üst düzeyde.
30 sene geçsede bu yaş dönemleri böyle.
Ama yine de gördüğün üzere annen aynı senin gibi farkındalık abidesi olarak her adımını taaa o yaştan itibaren dikkatli atması gerektiğini en azından düşünmüş:))
Bu mektupta mevzubahis kişi olan Murat o sırada Lise 1 'de. Ben de Orta 2' deyim. Ama hiç sorun olmadı yavrum. Özgüvenim sağolsun, çıkma teklifi ettim,O 'da kabul etti.
Bilmek ve yapmamak aslında bilmemekse sen de hep eyleme geçmekten korkma emi canım kızım...
Mektubun aşağısı çıkmamış ama annende o yaşlarda basketbol takımında, basketbol hastası. Kortlarda elinden geleni ardına koymuyor. Erkek arkadaşlarını orada tavlıyor.
Ama ne yalan söyleyeyim senin kadar disiplinle haftada 5 gün antremana filan gitmiyor.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Orta 3.' e geçmişim.
Fen lisesi sınavları var. Zaten Anadolu Lisesindeyim diye ben hiç ilgilenmiyorum.Ama Çisem'in hazırlanıp kazanmasını çok önemsiyorum.O'nun başarılı olmasını canı gönülden istiyorum. İşte böyle ol Ela'cım.
Kendine neyi yakıştırıyorsan arkadaşların içinde aynısını dile.
Senden farklı olarak hep dediğim gibi benim Fen ve Fizik dersleri ile aram hiç olmadı. Ahanda örneği.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yaş 15. Lise 1. Ergenliğin zirvesi.
Bunalım maksimum seviyede.
Hiç yaşamadığımı zannettiğim karamsarlık, iç sıkılmaları burada kendini iyice belli etmiş.
Anne ve babamla hiç sorunum olmamıştı.
Ama aşağıdaki duygular farklı diyor.
Zaman anlamsız küsme zamanı imiş.
Demekki herkesin şiddeti farklı olsa da ergenlik böyle bir şeymiş.
Orta 1 'den Lise 1 'e kadar istikrarlıyım Allah'tan. Yine Orhan:)
Duygular yoğun ama farkındalık yine zirve.
Dışavurum harika.
Soru çok net; ''Bende anlamıyorum, neden böyle oldum ?''
Cevap da çok net.'' Ergenlik Ela'cım''
Canım kızım Ela'm,
Bu mektuplar sayesinde ben de kendimi tekrar keşfettim.
Şimdi'ki zamandan konuşmak çok kolaymış onu anladım.
Senin ve benim ne kadar ortak noktamız olduğu,
Değerlerimizin ne kadar örtüştüğünü,
Ne kadar farklı yetkinlik alanlarımızın da olduğunu fark ettim.
Gereksiz meli malı'yı sana karşı ne kadar çok söylediğimi de .
Canım kızım,
En güzel, heyecanlı, keşiflerle dolu evreye hoşgeldin...
Umuyorum seninki de benimki gibi saf, heyecanlı, özgüvenli, farkındalığı yüksek ve özel insanlarla dolu geçer.
Bu dönemi özel kılan gerçekten de birlikte vakit geçirdiğin insanlar.
Onlar sensin. Sen de onlar.
İz bırakmayı bilmek lazım.
Ömce kalplerde sonra da saklanabilecek, hatırası olan şeylerde...
Güzel kızım,
Sen beni ben yapan yegane kişisin.
Nice güzel yıllar olsun, gönlünce akacak olan.
Biz de olalım bu yıllarında.
Kimi zaman tam göbeğinde, kimi zamanda biraz ötende.
İyi ki doğdun, bir sonbahar kızı oldun.:)