Aşağıdaki mektubun biraz daha uzununu neredeyse 3 hafta önce gerçekleşen TEOG sınavları öncesinde kızıma yazıp vermiştim. Kayıtlara geçmesini istedim...
Canım kızım Ela’cım,
Herşey geçen sene Haziran ayında katıldığın YGA kampı ile www.yga.org.tr/ başladı. Küçük
bir defter ile döndüğün kamp sonrasında bana çok bir şey anlatmadın. Hatta her
zaman yaptığın gibi ‘’ çok sıkıcı idi ‘’ dedin. Sonra ben tesadüfen masamda
küçük bir defter buldum , meğerse YGA kampının not defteri imiş.
İçinde yazanları hayranlıkla okudum…Henüz 13 yaşına basmamış
olduğun günlerde şunları kayıt altına almışsın ki ben de hem yaşını hem de seni
bu yaşında nelerin etkilediğini mutlaka
ama mutlaka kayıt altına almak istedim…
Sonra dinlediğin konuşmacılardan seni etkileyen bölümlere dair aldığın notları okudum;
Canım kızım Ela’m,
El yazısıyla yazdığın bu notları okuduğum an, aklına ve yüreğinin gücüne, yapmak
istediklerine şaştım kaldım. Kalbinden geçirdiklerine, kendine rol model
aldığın kişilere, hangi yönleri ile rol model aldığına tanık olmak, yaşı 13
bile olmamış bir genç kız olarak hayalleri büyük olan kişilerden etkilenmene hayran
oldum. O gün sana her şeyden ve her
zamankinden daha fazla güvenmem gerektiğini anladım.
Öte yandan bunları yazmak demek, bunları bilgece ve ustaca hayata
geçirebileceğin anlamına gelmezdi elbette. Zamana, yaşanmışlıklara ve tecrübeye
ihtiyacın vardı. Sınav ve sınanmalara ihtiyacın olduğun gibi…İşte tam bu
noktada da TEOG denen illetten sen de nasibini aldın. Bu yanlış bir zamanda (
ergenlik ) başına gelebilecek en saçma
sınav bile olsa , sınav sınavdır, tecrübenin de tecrübe olacağı üzere…
İyisi ile
kötüsü ile.
İşte tam da bu noktada, sınavın 2. aşamasına 1 gün kala sana gönlümden
geçen herşeyi, yaşadıklarını ve yaşayacaklarına dair yazmak istedim.
Bu dönemine dair kayıt altına almak istediğim en önemli şey, defterine
yazmış olduğun gerçek hayat hikayelerinden kesitlerini senin de kısmen deneyimlemiş olman.
Hatta aynen Ebru Özdemir ‘i dinledikten sonra yazdığın gibi
‘’ Hiçbir zaman pes etmeyen, iç disiplini çok yüksek ve güçlü, her zaman
pozitif ‘’ oldun sen de bu dönemde…
Zaman
zaman dağılsanda büyük çoğunluğunda bu ruh ile çalıştın.
Öykündüğün, ilham aldığın değerleri, böylesine zor bir dönemde - kendini
tanıma, kişilik oluşturma, deneyimlere açık duruma gelme, kural ve sınır tanımak
istemediğin bir dönemde - ki kısaca biz buna ergenlik diyoruz - hayata
geçirmeye çalışmak çok ama çok kıymetli idi.
Seninle gurur duyuyorum.
Çoğu
zaman sana da söyledim, hissettirdim ama yine de yazmak ve kayıt altına almak
istedim.
İhtiraslı kızım Ela’m,
Geçen akşam babanla
kelimelerin gücünden bahsediyorduk konu ‘’ihtiraslı’’ ve ‘’hırslı ‘’
kelimelerinden açıldı. Döndük Türk Dil Kurumu sözlüğüne baktık…İhtiraslı için ;
aşırı güçlü istek, tutku yazıyordu. Hırslı içinse ‘’açgözlü, muhteris, kızgın
ve öfkeli ‘’ yazıyordu. Baban ve annenden sonra ailedeki ihtiraslı kişiler
topluluğuna hoş geldin J yavrucum.
Sevgili kızım , şu
yaşımda çok daha iyi anlıyorum ki hayattaki en önemli şey; yaşama dair istek ve tutkularımızı sürdürülebilir kılmak.
Erken tükenmeden, her şeyi doğru zamanda deneyimlerek, ilerlemek, gelişmek ve geliştirmek…Yani ihtiraslarımıza
bir ömür sahip çıkabilmek. Yılmadan, pes etmeden.
Senin de en güçlü yönün ;
yaşama dair heveslerin, içine sokmak istediklerin kadar dışarı akıtmak
istediklerin. Bunların birçoğuna tanık oluyor olsak da daha fazlası YGA defterine
yazdıklarından fışkırmakta zati. Hele Mevlana ‘nın söylediği laftan etkilenerek
not etmen ise beni çok etkiledi.
Dolayısıyla bir TEOG
sınavının SONUCU senin yaşama dair hevesinin de , başarı ve başarısızlığının da
bir yansıması olamaz ancak nasıl hazırlandığın , hangi duygularla nasıl baş ettiğin
, hangi sonuçlara rağmen yoluna nasıl devam ettiğin ÇOK önemli bir gösterge olabilir.
Bu süreçteki karnene bakacak olursak ihtiraslı kızım ,
Kendine göre hayal kırıklığına
uğradığın 1.sınav sonrasında pek çok zorlu şeyle aynı anda yüzleşmek zorunda
kaldın.
Halbuki hayal kırıklıkları
çok iyi bir şeydir güzel kızım. Öncelikle hayallerinin olmasıdır kıymetli olan.
Başarı ise aldığın sonuç değil süreçte tecrübe ettiğin deneyimlerine göre
yeniden konumlamaktır kendini.
Birçok 40 yaşını aşmış
yaşıtım dahi yaşadıkları ile yüzleşmekten kaçıp, kendini ve hayallerini yeniden konumlama, yaratma
konusunda başarılı olamazken senin 13 yaşında bütün bunları başarmış olman
görüyorum ki en büyük hazinen. Bu hazinene çok iyi bakmalısın zira seni sen
yapan en büyük gücün , mantığının , sağduyunun yanında bu olacaktır belli ki.
Güzel kızım,
Hayatta farklı alanlarda
bir sürü tecrübe ve deneyim elde etmek mümkün. Hatta deneyimlerin hepsini senin
tecrübe etmene de gerek yok. Başkalarından alacağın akıl ve tavsiyeler de senin
yolculuğuna renk ve öngörü katacak, yolunu kimi zaman zenginleştirmene bazen de
değiştirmene, kimi zaman daha iyi bir şeyi tercih etmene sebep olacaktır.
Senin de bu yaşında bile
bir sürü deneyimin , zenginliğin var. İş bu zenginlikleri bambaşka bir alanda
sentezleyebilmekte.
Mesela yarın gireceğin
TEOG sınavını, daha önce çıktığın nice tenis maçlarına benzetebilirsen eğer,
kendini ve daha önceki sınavdan almış olduğun notunu da tenis maçındaki 1. sete
benzetebilirsin. Daha maç bitmemiştir ama rakibini, sahayı tanımışsındır artık.
Çekinmene gerek yoktur artık. Tenis maçlarında sahayı ve rakibi tanıdığın
kadar geçen süre zarfında aslında kendini tanıyorsun. Oynadıkça kendine güvenin
geliyor. Kafanda büyüttüğün rakibini, aslında sadece kafanda büyütmüş olduğunu,
sahadaki rakibinin bambaşka olabildiğini ( daha az güçlü olabileceğini), hatta kendinin
rakibinden daha iyi olabileceğini idrak ediyorsun.
Doğru kelime de bu aslında.
İdrak etmek, farkına varmak. Kendi
kapasiteni, hevesini, vermiş olduğun tüm emekleri, pes etmek için hiçbir
sebebinin olmadığını fark ediyorsun.
Ne zaman idrak ederek
çıkıyorsun maçların 2. setine, çoğunlukla da kendine güvenin gelmiş, hevesini
canla başla ortaya koyan bambaşka bir Ela oluyorsun sahada.
Bırakıp kafanın
içindekileri, asılıyorsun sahanın içinde olan bitene. O noktada bambaşka bir
performansa sahip oluyorsun işte. Kendine ve yapabileceklerine daha fazla güvenen
bir ELA çıkıyor içinden. Hem rakibin karşısına hem de kendinin karşısına.
Bambaşka bir Ela
çıkmasına neden şaşırıyorsun ki peki ?
Sen değil miydin maç öncesi antremanlarda yüzlerce
defa aynı backhand, forehand vuruşu sayısız defa çalışıp emek harcayan…
İşte yarın ki 2. aşama
TEOG sınavını senin maçlarındaki 2. Sete benzetiyorum.
Artık sistemi, başına
gelebilecekleri az çok deneyimledin. ( sahayı ve rakibini iyi tanıdın )
Ama en
önemlisi kendini çok iyi tanıdın, yapabileceklerini biliyorsun.
Zira çok emek verdin, çok
çalıştın, çok istekli ve hevesli idin. O zaman geriye tek şey
kalıyor , bütün bu deneyimlerini sentezleyerek , kendine güvenerek ,
içindekileri dışa vurup yansıtman…
Tek yapman gereken elinden geleni yaptığın çalışma dönemini dışa vurabilmektir.
Yani sahaya çıkıp elinden gelenin en iyisini yapmaktır.
Canım kızım unutmamanı istediğim tek ve en önemli şey,
İçinde tuttuğun hazineyi yansıtmak için sadece bir sınav yok
önünde…
İçindeki ihtiraslarını, sınav olsun olmasın önünde HER DAİM yansıtabilmektir en
önemli beceri. Kendine güvenerek içinden geçenleri yansıtmaktır en kıymetlisi.
İşte
ancak o zaman, sen de, gün gelir bir başka 13 yaşındaki kızın defterine konu
olursun, deneyimlerinle. ELA...... ‘ün kendi cümlelerini, hayallerini ve nasıl
pes etmediklerini yazarlar defterlerine...
TEOG sınavı sadece bir rakamdır ama
bundan sonra ne yaptığın, bu süreçte neler öğrendiğin, nasıl ilerlediğin, nasıl
geliştiğin ve yansıttıkların esas konu
olacaktır anlatacaklarına da , ileride yazacağın ve yaratacağın hikayelerine de başkalarına vereceğin ilham kaynaklarına da…
İçindeki hazineyi hevesle yansıtmak
isteyen canım kızım Ela’m,
Hayatta tükenmemek adına senin adına dilediğim en önemli şey başına
gelebilecek tüm sınav ve süreçlerden kolaylıkla geçmen, kolaylıklarla yönetebilmen.
Ben hayatımda hep zorluğu çağırdım. Eyy zorluklar yeneceğim sizi dediğim
tüm süreçlerin sonunda yoruldum ve tükendim. Tekrar ayağa enerjik kalkmam kolay
olmadı.
Ama 43 yaşında hem kendim hem de sizler için 2 duam var. Birisini çok iyi
biliyorsun zaten. Şu an için anlaman mümkün olmasa da ileride, belki yakın belki
uzak geleceğinde beni çok daha iyi anlayacağını biliyorum.
O yüzden bildiğini çok iyi bildiğim duayı senin için yine tekrar edeceğim;
‘’ Hakkında hep en hayırlısı olsun inşallah’’
Ama hemen ardından ise 2. duamı ekleyeceğim;
‘’Olmasını istediğin , gönlünden geçirdiğin her türlü istek ve arzu
kolaylıklar ile gelsin. Zorluklara gebe olan şeyleri oldurtmaya çalışmak
yerine, seninle akıp gidecek, kendini daha çok gerçekleştirmeni sağlayacak olanaklar çıksın karşına ...
Öyleki bu olanaklar da sana daha kolay hatalar yapıp , hatalarından kolaylıkla
öğrenebilmeni sağlasın.
Hatalar hep yapılacak ama hataların
kolay olanları ayağa daha kolay kalkmanı, içinde taşıdığın hazineyi daha kolay
yansıtmanı sağlayacaktır.''
Seni çoook seven ve her daim gurur duyan annen İpek J